Her yerde var hiç bir yerde yoksun
Hayat bir yay sen hızını göz görmez oksun
Şehirler geçtin durulmadın, şehirler düştü
Sesler çürüdü arkanda, zılgıtlardan çoksun
Soruldun her yerde, varlığın ispatlanamaz
Sesini duyan yok, hıçkırığına şahit çok
Eller de bilir diller de, eskiler iyi bilir
Yeniler sanki biraz nankörce
Ama yenilerden de bilen bilir
Bilmeyen bekler, öğrenir elbet
yenilince
Anaların boğazında düğüm,
Evlatların sırtında gurbet
Bir matematik terimidir edebiyat,
Ahiret fark dünya; sevenler kavuşur elbet
Kalbim diyenlerden daha çok bilir seni
İçin için nefes verip göynüm diyenler
Dedelerin sakalından yaş süzülür
Seni tanımak ömürden yirmi yaş düşürtür
Oy daha nasıl denir nasıl söylenir
Herkes tanır tanımasına yalnız bilen bilir
Yitirenler iyi tanır, yitenler ta kendisidir
Unutuldukça hatırlatır kendini
Hatta hoparlörlerden ilan bile verdirir
Ses titrer ey!
Ses hıçkırıkla titrer.
Sesi titremeyenler ikiye ayrılır;
İkincisinin kalbi mum alevidir
Taş yumuşaktır birincisinin kalbinden.
Ses titrer ey!
Ses hıçkırıkla titrer.
Ömer Yahyâ
Beşinci Mevsim dergisi yazarı