Yol, yaşımdan uzun
Çıplak ve yaralı ayaklarım
Ben pabuçlarımı sana bıraktım Allah’ım.
Hava, keskin ve soğuk
Üzerimde annemden kalma dantelli bir libas
Ben hırkamı sana bıraktım Allah’ım.
Gördüğüm beşerlerin kulakları dik ve sivri
Duydukları sesler dünyevi
Ben ama gözlerimi sana bıraktım Allah’ım.
Dillerinden dökülen sesler çamurlaşmış
Tende hapis yüreklerini kirletmiş
Ben ise dağlanmış yüreğimi sana bıraktım Allah’ım.
Heybelerinde kendilerine düşen pay
Yürüdükçe kamburlaşan belleri
Ben yükümü sana bıraktım Allah’ım.
Her birinin pusulası, ruhlarına put
Varılacak menzil ıssız ve kalabalık
Duraklar hep bir insan yığını
Ben yalnızlığımı sana bıraktım Allah’ım.
Sana
0:00
0:00
Kalemine yüreğine sağlık…
Kimisi kuru dalları kırıp atmayı hep başarı zannederken,sen kuru dalları hep yeşerten oldun,rengarenk çiçekler açtırmayı başardın,kendi hayatında da hayatına dokunduğun onlarca insana da.
Yolun hep açık olsun